İklim Zirvesinin Ev Sahibi Azerbaycan Petrol ve Gaz Yatırımlarını Savunmayı Sürdürüyor

Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapacak Azerbaycan’ın petrol ve gaz üreten ulusların sektöre yatırım yapma hakkını savunacağını söyleyen Aliyev, iklim hedeflerine rağmen fosil yakıt talebinin güçlü kaldığını belirtti.

Kasım ayındaki Birleşmiş Milletler COP29 iklim zirvesine ev sahipliği yapacak Azerbaycan, iklim değişikliğiyle mücadele ve gezegeni ısıtan seragazı emisyonlarının azaltılması için nasıl daha fazla finansman sağlanacağı konusunda yaklaşık 200 ülke arasındaki müzakereleri denetleyecek.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Berlin’de düzenlenen iklim konferansında, “Fosil yakıtlar açısından zengin bir ülkenin başkanı olarak elbette bu ülkelerin yatırımlara devam etme ve üretime devam etme hakkını savunacağız çünkü dünyanın buna ihtiyacı var” dedi.

“Fakat aynı zamanda fosil yakıt kullanan ülkeler de iklim değişikliğiyle ilgili konularda dayanışma gösterenler arasında yer almalı” diyerek devam etti.

Geçtiğimiz yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen BM iklim zirvesi, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak için “fosil yakıtlardan uzaklaşma” çağrısında bulunan küresel bir anlaşmayla sona erdi.

Enerji amaçlı fosil yakıtların yakılması, iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının ana kaynağı. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, küresel enerjiyle ilişkili karbondioksit emisyonları geçen yıl rekor seviyeye ulaştı.

Ülkelerin COP28 anlaşmasını nasıl uygulayacaklarını zaman gösterecek. Aliyev, Azerbaycan’ın mevcut jeopolitik durumu dikkate alarak Avrupa’ya doğalgaz ihracatını 2027 yılına kadar 20 milyar metreküpe çıkaracağını söyledi.

Aliyev, “Bu, Azerbaycan’ın sorumluluğunun bir işaretidir çünkü biz büyük ölçüde gaz üretimimizi artırmaya yatırım yapıyoruz çünkü Avrupa’nın yeni kaynaklardan daha fazla gaza ihtiyacı var” dedi.

Avrupa ülkeleri, 2030 yılına kadar emisyonları azaltmaya yönelik dünyanın en katı hedeflerinden bazılarına sahip; ancak aynı zamanda, Moskova’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinin ve Rusya’nın Avrupa’ya gaz dağıtımını kesmesinin ardından yeni gaz tedarik kaynaklarını güvence altına almak için yoğun çaba sarf etti.