Yeni bir rapora göre, Türkiye’de halihazırda lisansı olan güneş ve rüzgar enerjisi projeleri hayata geçseydi (45GW), enflasyon 13,8 puan, ithal yakıta harcanan bütçe ise 3,6 milyar dolar az olacaktı.
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve APLUS Enerji ortaklığında yayımlanan “Elektrik Fiyat Hareketleri ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Piyasaya Etkisi-II” başlıklı rapor, yenilenebilir enerji kurulu gücündeki artışın elektrik faturalarını düşürerek tüketici enflasyonunu iyileştireceğini ortaya koyuyor.
2022 yılının son altı ayını ve 2023 yılının tamamını kapsayan çalışma, Türkiye’de yenilenebilir enerji santrallerinin ve bu santrallara verilen teşviklerin piyasaya etkilerini değerlendiriyor. YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması) santrallarının dönem içerisinde yaşanan elektrik üretim maliyet artışlarına etkisini de ölçen çalışma, bugüne kıyasla daha çok rüzgar ve güneş kurulu gücünün olacağı bir durumda elektrik üretim maliyetinin ne yönde değişeceğini analiz ediyor.
Çalışmaya göre, ihalesi iptal edilmiş yatırımlar ya da halihazırda ihalesi yapılmış, lisansı olan yenilenebilir enerji kurulu gücü zamanında devreye alınmış olsaydı (45 GW) pandemi sonrası kendini hissettirmeye başlayan küresel enerji krizi döneminde Türkiye’de elektrik üretim maliyetleri daha düşük olabilirdi. Yenilenebilir enerji üretiminin artırılması, enflasyonu düşürmenin yanında, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını ve böylelikle ithalat faturasını azaltabilir, karbon salımı azaltımında da katkı sağlayabilir.
Aralık 2023’te 23,5 GW olan güneş ve rüzgâr kurulu gücümüz 45 GW olsaydı:
- Enflasyon daha düşük olacaktı: Rapor, Aralık 2023 itibarıyla %64,8 olarak gerçekleşen yıllık TÜFE enflasyonunun %51 olacağını ortaya koydu.
- Daha az enerji ithalatı yapılacaktı: 2022 yılının son altı ayı için ülkenin ithal yakıt faturasının 5,3 milyar dolar, 2023 yılının tamamında ise 3,6 milyar dolar miktarında düşeceği hesaplandı.
- Elektriğin serbest piyasadaki fiyatı artan YEKDEM maliyetlerine rağmen 2022 yılı son altı ayı için gerçekleşen değerlere kıyasla %22,9, 2023 yılının tamamı için ise %11,3 daha düşük olacaktı.
- Karbon emisyonu azalacaktı. Özellikle karbon yoğun kaynakların ikame edilmesi yoluyla 2022 yılının son altı ayında 13,1 milyon ton CO2 eşdeğeri, 2023 yılının tamamında ise 28,9 milyon ton CO2 eşdeğeri karbon azaltımı yapılacağı görüldü.
Rapora göre, yenilenebilir enerji üretiminin artırılması üretim maliyetlerinin ve enflasyonun düşürülmesi, enerjide ithalat bağımlılığının azaltılması, arz güvenliğinin sağlanması ve karbon emisyonlarının düşürülmesi gibi pek çok konuda olumlu katkı sunuyor.
SEFiA’nın Direktörü Bengisu Özenç Türkiye’de en son devreye giren elektrik zammına dikkat çekerek raporun çıktıları değerlendirdi: “Türkiye’de son dönemde enflasyonda yaşanan sınırlı düşüşün devam etmesi beklenirken, elektrik üretim faaliyetlerindeki artış nedeniyle 1 Temmuz’da yürürlüğe giren %38’lik elektrik zammı bu düşüşün hızı konusunda soru işaretlerine neden oldu. Mesken tarifesindeki bu değişikliğin temmuz ayı enflasyonuna etkisinin 0,53 puan, 2024 yıl sonu enflasyonuna etkisinin ise 0,67 puan olacağı hesaplanıyor. Yayımladığımız yeni çalışmamız ise enflasyonun düşüş eğilimine girdiği bu dönemde, sisteme daha yüksek yenilenebilir enerji entegrasyonuyla bu düşüşün hızlandırılabileceğini gösteriyor. Fosil yakıt gibi, çevresel maliyetlerinin yanında, enerji üretim maliyetlerini de artırma potansiyeli taşıyan kaynaklar yerine yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi, Türkiye ekonomisinin temel problemleri olan cari açık ve enflasyonu iyileştirecek, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefini de destekleyecektir.”
- 22 Temmuz 2024
- 119
- Haber