İçindekiler
Osmanlı Mebusan Meclisinin 28.01.1920’de Misak-I Milli’yi kabul ve 17.02.1920’de ilan etmesi, İtilaf Devletlerinin tepkisine neden olmuştu. Toplanan bu meclisten böylesi bir karar beklemeyen İtilaf Devletleri temsilcileri daha önceden tasarladıkları İstanbul’un hukuken işgali düşüncesini uygulamaya koymaya karar verdiler.
Olağanüstü dönemleri olağan kurumlarla gidermek olası değildi. Bu nedenle koşulların gerektirdiği kurumları yaratmak zorunluydu. Böylece Amasya Genelgesi’nde açıklanan, Erzurum ve Sivas Kongreleriyle meşruiyet kazanan ulusal direnç, Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılmasını sağladı. Mustafa Kemal’in “Selâhiyet-i fevkaladeye haiz”(olağanüstü yetkili) dediği ve Osmanlı Mebusan Meclisi’nin kapatılmasından yalnızca 12 gün sonra toplanan bu meclis, ulusun gerçek ve tek temsil gücünü oluşturacaktı.
23 Nisan 1920 tarihinde açılan o zamanki adı ile Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 104. yılı kutlanıyor. Gazi Mustafa Kemal’in 23.04.1929 tarihinde çocuklara armağan etmesiyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanır.
Üç yıl altı ay süren Kurtuluş Savaşı dönemini kapsayan Birinci Meclis, bağımsızlığı gerçekleştiren ve sonraki anayasal ve siyasal gelişmelere temel oluşturan önemli ve özgün bir teşebbüstür.
Anayasa hukuku bakımından dikkat çeken özelliği güçler ayrılığı değil güçler birliği ilkesinin benimsenmesidir. Yasama, yürütme ve gerektiğinde yargı yetkisini elinde toplamıştır. 1921’de kabul adilen Teşkilat-ı Esasiye Kanunu(anayasa) meclisin yalnızca bir yasama organı değil, aynı zamanda kurucu bir organ olduğunu da saptamıştır. 1.Meclis, ulusal bağımsızlıktan ödün vermeyen, tutsaklığın her türüne karşı çıkan Müdafa-i Hukuk anlayışının somut ifadesidir. Ulusun kaderine yön vererek toplumun her kesimini etkiliyor, güç aldığı halkı tam anlamıyla temsil ediyordu.
Gerçekten de Dünya Siyasi Tarihinde örneği olmayan mücadeleci bir yönetim kaynağı ve benzersiz bir temsili kurumdu; Yetkisini ve yaptırım gücünü, kabul ettiği anayasadan değil esas olarak millet iradesini yansıtan yazılı olmayan ve kökleri eskiye giden özgürlük tutkusundan almaktaydı. Türk toplumunun ulusal tehdit ve tehlike karşısında kendiliğinden devreye giren birlik ve dayanışma anlayışı ihtiyaç duyduğu direniş kurumunu yaratmış olup maddi varlığa veya teknolojik donanıma değil, inanç ve kararlılığa dayanıyordu.
Meclis 23.Nisan1920 günü Ankara’da bulunan 115 milletvekilinin katılımıyla 13.45’de açıldı. En yaşlı üye sıfatı ile Sinop Milletvekili Şerif Bey(Alkan)açılış konuşmasını yaptı. Bu konuşmasında önce ülkenin yaşadığı işgal sürecini ve yaşananları anlattı. Ardından “…Tanrının yardımı ile ulusumuzun iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını tüm cihana duyurarak Büyük Millet Meclisini açıyorum”.sözleriyle açılışı gerçekleştirdi. Böylece dünya üzerinde “Devlet kurmuş tek meclis” ; “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur”. Ülküsü ile vücûd buldu.
- 27 Nisan 2024
- 36
- Haber