İçindekiler
- 1. Bodrum
- 2.1. 1) Bodrum Kalesi
- 2.2. 2) Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
- 2.3. 3) Halikarnas Mozolesi
- 2.4. 4) Bodrum Antik Tiyatro
- 2.5. 5) Mydnos Kapısı
- 2.6. 6) Pedasa Antik Kenti
- 2. Mi̇las
- 3.7. 1) Beçin Kalesi
- 3.8. 2) Bafa Gölü Milli Parkı
- 3.9. 3) İasos Antik Kenti
- 3.10. 4) Herakleia Antik Kenti
- 3. Datça
- 4. Fethi̇ye
- 5.15. 1) Kayaköy
- 5.16. 2) Köyceğiz
- 5.17. 3) Ölüdeniz
- 5.18. 4) Kelebekler Vadisi
- 5.19. 5) Faralya ve Kabak Koyu
- 5.20. 6) Likya Yolu
- 5.21. 7) Pınara Antik Kenti
- 5.22. 8) Saklıkent Milli Parkı
- 5.23. 9) Göcek
- 5. Ortaca
- 6. Marmari̇s
- 7.25. 1) Marmaris Kalesi ve Arkeoloji Müzesi
- 7.26. 2) Marmaris Amfi Tiyatro
- 7.27. 3) Turgut Şelalesi
- 7.28. 4) Seli̇mi̇ye
- 7.29. 5) Bozburun
- 7.30. 6) Orhani̇ye
- 7. Ula
- 8. Seydi̇kemer
Muğla’ya gidince ne yapılır?
Muğla’ya gidince, Fethiye, Bodrum ve Marmaris gibi popüler tatil beldelerinde denizin, doğanın ve tarihi yerlerin tadını çıkarabilirsiniz.
Muğla hangi yemeği meşhur?
Muğla’nın en meşhur yemekleri arasında Milas köftesi ve Muğla kebabı gibi lezzetler bulunuyor.
Muğla’nın en güzel denizi neresi?
Muğla’nın en güzel ve en çok ziyaret edilen denizi, eşsiz güzellikte berrak ve turkuaz suları olan Ölüdeniz’dir.
Muğla şehrinin alameti farikası bence Fethiye, Bodrum, Marmaris gibi Ege’nin en popüler tatil beldelerine bir ya da iki saatlik uzaklıkta yer alıyor olması. Eşsiz doğası, masmavi suları, zengin tarihi ve herkesin kendine göre bir şeyler bulabileceği turistik aktiviteleri ile Muğla bir cennet desem abartmış olmam. İsterseniz gelin lafı daha fazla uzatmadan Ege’nin incisi Muğla’nın her biri birbirinden keyifli ilçelerine doğru keyifli bir yolculuğa çıkalım.
Muğla’nın tatil beldeleri:
Bodrum
Dört mevsim keyifli zaman geçirebileceğiniz Ege destinasyonları arasında ilk sıralarda yer alıyor bence Bodrum. Bodrum’a yaz mevsiminde giderseniz gündüz denizin ve güneşin tadını gönlünüzce çıkarabilir. Akşamları ise güneşi deniz kenarında dalga sesleri eşliğinde keyifli bir sofrada batırabilirsiniz. Yolunuz başka bir mevsimde Bodrum’a düşerse de her daim ışıldayan güneş eşliğinde yaz sıcaklarında yürüyemediğiniz yolları yürüyebilir, farklı yerleri keşfedebilir, tarihi ve turistik güzelliklerini keşfe çıkabilirsiniz.
Bodrum’da es geçmemeniz gereken tarihi yerler:
1) Bodrum Kalesi
Bodrum’um simgelerinden olan Bodrum Kalesi 15. Yüzyılda inşa edilmiş. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne de ev sahipliği yapan Bodrum Kalesi görülecek yerler listenizde mutlaka olsun. Dört kule ve bir iç kale avlusu ile çevrili olan Bodrum Kalesi Ege Denizi’ne hakim bir noktada Bodrum Limanı’nın yanıbaşında yer alıyor. Ziyaretçilerine etkileyici bir manzara sunan Bodrum Kalesi’nin içinde de minik sürprizler sizi bekliyor. Ayrıca Bodrum Kalesi pek çok kültür sanat etkinliğine de ev sahipliği yapıyor. Özellikle yaz aylarında görsel şölen yaşatan bale gösterilerinden şarkılara eşlik etmeye doyamayacağınız bir çok konser oluyor. Aklınızda bulunsun!
2) Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
Bodrum Kalesi’nin içinde yer alan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi 1960’lı yıllarda ziyarete açıldı. Geçmişi yüzlerce yıl öncesine uzanan gemi batıklarından hazine kalıntılarına pek çok eser Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde sizi bekliyor.
Sıla’nın notu: Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, dünyadaki en önemli sualtı arkeoloji müzelerinden biri ve Türkiye’nin ilk müzelerinden biri olma özelliğini de taşıyor.
3) Halikarnas Mozolesi
Bir antik mezar olan Halikarnas Mozolesi, Bodrum’un en önemli tarihi yapılarından biri. Halikarnas Mozolesi’nin geçmişi M.Ö 4. Yüzyıla kadar uzanıyor. Zamanında yüksekliği kırk beş metre olan sütunların yer aldığı Halikarnas Mozolesi’nden geriye kalanları ziyaret etmeden Bodrum’dan ayrılmamalısınız. Halikarnas Mozolesi’nin Antik Çağı’ın Yedi Harikası’ndan biri olduğunu da söylemeden geçmek olmaz.
4) Bodrum Antik Tiyatro
M.Ö 4. Yüzyılda inşa edilen Bodrum Antik Tiyatro’da yaz ayları boyunca pek çok konser ve tiyatro düzenleniyor. Siz de ışıl ışıl bir Bodrum manzarasına karşı keyifli bir akşam geçirmek istiyorsanız beğendiğiniz bir etkinliğine biletinizi almayı ihmal etmeyin derim.
5) Mydnos Kapısı
Bodrum’un antik kenti olan Halikarnassos’un bir parçası olan Myndos Kapısı’nın geçmişi M.Ö 4. Yüzyıla dayanıyor. Günümüzde çok küçük bir bölümünün ayakta kaldığı Myndos Kapısı bir zamanlar şehrin surlarının bir parçasıymış.
6) Pedasa Antik Kenti
Karya Uygarlığı’na ait kalıntıların yer aldığı Pedasa Antik Kenti’ne ulaşmak için belli bir yere kadar arabayla gittikten sonra yürümeniz gerekiyor. O yüzden eğer yaz aylarında gitmeyi düşünüyorsanız benim önerim ya sabah erken saatlerde ya da akşam üzeri gitmeniz. Söylemeden de geçmek olmaz Pedasa Antik Kenti’nde etkileyici bir gün batımı manzarası oluyor.
Mi̇las
Muğla’nın en eski yerleşim yerlerinden biri de sınırları içinde bir çok antik kent ve tarihi yapı bulunan Milas. Milas’a giderseniz tarihi yerleri gezmenin yanı sıra salı günleri kurulan yerel pazarına gidip Ege’nin tazecik otlarından, sebze, meyvesinden, zeytin ve zeytinyağından almadan, tarihi çarşısında kendinize en güzelinden bir Milas köftesi ısmarlamadan dönmeyin.
1) Beçin Kalesi
Milas’ın Beçin Köyü sınırları içinde yer alan kale Milas merkeze beş kilometre uzaklıkta. İçinde Antik Dönem’e ait pek çok eser görebileceğiniz Beçin Kalesi’nden Milas’a tepeden bakabilirsiniz.
2) Bafa Gölü Milli Parkı
Bafa Gölü Büyük Menderes Nehri’nin uzun yıllar boyunca taşıdığı alüvyonlarla oluşmuş. Bafa Gölü Milli Park’ı sınırları içinde yer alan Heraklia ve Latmos Antik Kentleri ise 1. Derece Doğal Sit Alanı kapsamında koruma altına alınmış. Tarihe merakı olup da yolu Milas’tan geçen herkesin Bafa Gölü Milli Parkı’nı gezmesini tavsiye ederim.
Sıla’nın notu: Bafa Gölü, antik dönemde “Latmos” olarak biliniyordu ve göl çevresinde yer alan Herakleia Antik Kenti, ünlü antik gezgin ve coğrafyacı Strabon tarafından övgüyle bahsedilmişti.
3) İasos Antik Kenti
Denizin hayat verdiği kent olarak bilinen İasos Milas’ın Kıyıkışlacık İlçesi’nin sınırları içinde yer alıyor. İasos Antik Kenti’nin içerisinde M.Ö 3000 yılına ait kalıntılar bulunuyor. Önemli bir kısmı sular altında kalmış olsa da İasos Antik Kenti’nde geçmişin izlerine tanıklık edebilirsiniz.
4) Herakleia Antik Kenti
Milas’ın Kapıkırı Köyü sınırları içinde yer alan Herakleia Antik Kenti Antik Çağ’da Ege Denizi’nin bir uzantısı olan Latmos Körfezi’ne sahipmiş. Ancak körfez Büyük Menderes’in getirdiği alüvyonlar sonucu Bafa Gölü’ne dönüşüp kaybolmuş. Adını ünlü mitoloji kahramanı Herakles’ten alan Herakleia Antik Kenti tarihte pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Tarihe ilginiz varsa Milas merkezde kendinize en güzelinden bir meşhur Milas köftesi ısmarlayıp Herakleia Antik Kenti’ni keşfe çıkın derim.
Datça
Her geçen gün popülerliğini daha da arttıran Datça, Muğla’nın doğası ile kendine hayran bırakan tatil yerlerinden biri. Datça, mavi bayraklı plajları, muhteşem koyları, nefis restoranları ile huzurlu ve keyifli bir tatil vaat ediyor. Yılın 300 gününün güneşli olduğu Datça ‘Avrupa’nın Sıcak Noktaları’ kampanyası altında koruma altına alınan 100 yerden biri. Datça’ya giderseniz meşhur bademinden ve badem ile yapılan envai çeşit üründen almadan dönerseniz üzülürsünüz. Özellikle şekersiz badem ezmesi ve badem kurabiyesi bence efsane. Diyorum ve sizi mini bir Datça gezi rehberi ile baş başa bırakıyorum.
1) Knidos Antik Kenti
Datça Yarımadası’nın tarihi M.Ö 2000’li yıllara uzanıyor. Datça’ya yerleşen ilk halk ise Karyalılar olarak biliniyor. Şehir en ihtişamlı dönemini Dorlar zamanında yaşamış. M.Ö 14. Yüzyılda ise şehir günümüzde Knidos Antik Kenti olarak bildiğimiz yere taşınmış. Dorlar bu bölgede ada ile kara arasında bağlantı kurmuş ve iki farklı liman kazanmışlar. Bu sayede de ekonomik olarak çok daha güçlenmişler ve şehrin gelişimine katkı sağlamışlar. Son bir tüyo daha verecek olursam güneş Knidos Antik Kenti’nde meşhur Knidos Feneri’nin ardından efsane bir şekilde batıyor. Datça’ya giderseniz bu muazzam manzarayı izlemeden dönmemelisiniz.
2) Eski Datça
İskele Mahallesi’nden arabayla ya da dolmuşla ulaşabileceğiniz Eski Datça taş evleri ve taş kaplı sokakları ile kendine hayran bırakıyor. Denizden uzak olan Eski Datça’da en çok badem ve zeytin tarımı yapılıyor. Datça’nın mimarisi en iyi korunmuş bölgelerinden biri olan Eski Datça’da Can Yücel’e ithaf edilmiş bir sokak ve ünlü yazarın evi olduğunu bilmeyen yoktur ama biz yinede yazmadan geçmeyelim. Son bir bilgi daha verecek olursam her yıl 12 Ağustos’ta Can Yücel’i anma töreni düzenleniyor. Denk gelirseniz mutlaka katılın ve Can Yücel’in derya deniz kütüphanesini mutlaka gezin derim.
3) Kızlan Köyü
Datça’nın en serin bölgesi olarak bilinen Kızlan Köyü’nde ziyaretçileri altı görkemli yel değirmeni karşılıyor. Önemli bir zeytinyağı ve şarap üreticisinin tesislerinin yer aldığı Kızlan Köyü’ne giderseniz en güzelinden zeytinyağı almadan ve şarap tadımı yapmadan dönmeyin derim.
4) Datça’nın Koyları
Datça’nın deniz tutkunlarının her daim radarında olan koylarına hayran kalmamak mümkün değil. Koyların pek çoğuna hem karadan hem de denizden ulaşım var. Ancak denizle aranız iyiyse bence kısa bir mavi yolculuk planlayıp denizden gitmenizi tavsiye ederim. Hayıtbükü, Ovabükü, Kızılbük, Palamutbükü, Gebekum ve Kargı koyu bence es geçmemeniz gereken Datça koyları arasında ilk sıralarda olmalı.
Fethi̇ye
Fethiye’nin doğal güzellikleri bir yana dalış ve trekking başta olmak üzere birbirinden keyifli aktiviteleri bir yana. Yarı tropik iklimi, cam gibi denizi, yemyeşil ormanları ve muhteşem koyları ile insanı kendine çeken Fethiye’ye hayran kalmamak mümkün değil. Fethiye’nin merkezinde de keyifle vakit geçirebileceğiniz pek çok yer var. Ancak yaz tatili planlıyorsanız rotanızı farklı ilçelere, farklı koylara çevirebilirsiniz.
1) Kayaköy
Fethiye’nin en popüler tarihi noktalarından biri Kayaköy. Yıkılmış evlerle dolu olan Kayaköy hayalet köy görüntüsünde olmasına rağmen bence oldukça etkileyici. Evlerini terkeden insanların hüzünlü hikayeleri insanı üzüyor olsa da tarihe tanıklık etmek farklı bir deneyim diye düşünenlerdenim.
Sıla’nın notu: Hayalet Köy” olarak da bilinen Kayaköy, UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştır.
2) Köyceğiz
Deniz kıyısında değil ama güzel bir gölü ve yakınlarında denize girebileceğiniz nefis koyları var. Köyceğiz’in merkezinde yer alan göl doğal bir kanalla Akdeniz’e bağlanıyor. Köyceğiz’e giderseniz önce göl kenarında yürüyüş yapabilir ardından gölün etrafındaki mekanlardan birine oturup bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Burası aynı zamanda yüzebileceğiniz bir tatlı su gölü. Söylemeden de geçmek olmaz. Rivayete göre gölün altında bir batık şehir olduğu söyleniyor. Aklınızda bulunsun! Son bir not: Köyceğiz’e giderseniz meşhur balından ve kurutulmuş narenciyelerden almadan dönmeyin.
Daha fazlası için: Köyceğiz’de Gezilecek Yerler
3) Ölüdeniz
Sadece yerli turistlerin değil Avrupalı turistlerin de gözde tatil mekanlarından biri Ölüdeniz. Sırtınızı yemyeşil çam ağaçlarına yaslayıp masmavi berrak sularda yüzmek isterseniz hiç düşünmeden Ölüdeniz’in yolunu tutun derim. Doğal lagün görünümünde olan Ölüdeniz iki bölgeden oluşuyor. İlki lagün kısmının yer aldığı ve girişinin ücretli olduğu Ölüdeniz Tabiat Parkı diğeri ise sahilin başladığı ve dağın başlangıç noktası olan Belcekız Plajı. Belcekız Plaj’ına giriş ücretsiz ancak deniz biraz dalgalı olabiliyor. Lagün kısmında ise ismiyle müsemma her daim göl gibi olan bir deniz sizi bekliyor.
4) Kelebekler Vadisi
Ölüdenizden ilerlerseniz Babadağ’ın eteklerindeki Kelebekler Vadisi’ne ulaşıyorsunuz. Adından da tahmin edebileceğiniz üzere Kelebekler Vadisi’nde seksenin üzerinde farklı kelebek türü var. Birinci derece sit alanı olan Kelebekler Vadisi her yıl yerli yabancı yüzlerce turisti ağırlıyor. Faralya Mahallesi’nden başlayan ve elli metre yükseklikten dökülen bir şelale ve bembeyaz bir kumsal Kelebekler Vadisi’nde sizi bekleyen diğer güzellikler.
5) Faralya ve Kabak Koyu
Babadağ’ın eteklerinde kızılcam ormanlarıyla çevrili Faralya üç mahalleden oluşuyor: Hisar, Orta ve Kabak mahalleleri. Köyün hemen girişinde bulunan Kabak Mahallesi’nden Kelebekler Vadisi’ni izleyebilir, Kabak Mahallesi’nin alt kısımlarında ise deniz keyfi yapabilirsiniz.
Daha Fazlası için: Fethiye’nin Saklı Cenneti: Faralya
6) Likya Yolu
Fethiye’den Antalya’ya uzanan ve unutulmaz manzaralara ev sahipliği yapan bir yürüyüş rotası Likya Yolu. Antik Çağ’da Likyalılar tarafından ticaret yolu olarak kullanılan Likya Yolu günümüzde doğa sporu tutkunlarının vazgeçilmez rotalarından biri. Likya Yolu’nda konaklama alanlarının, bir şeyler atıştırabileceğiniz mekanların olduğu da aklınızda bulunsun.
Likya Yolu’ndan yolu üzerinde yer alan keyifli duraklardan biri de Karaağaç Köyü’nden sonra gelen Yediburunlar. Tatlı tatlı esen rüzgarın etkisiyle hışırdayan ağaçlar, cıvıl cıvıl öten kuşlar insana karşı konulmaz bir huzur veriyor.
Daha fazlası için: Likya Yolu Yürüyüşüne Hazırlık Rehberi
7) Pınara Antik Kenti
Fethiye’ye yarım saat uzaklıktaki Minare Köyü yakınlarında bulunan Pınara Antik Kenti’nde kaya mezarlarının kalıntılarının yanı sıra, lahit mezarları, sur duvarları, hamam, tiyatro ve agoraya ait izler görebilirsiniz. Antik şehir meraklılarına duyurulur!
8) Saklıkent Milli Parkı
Eşen Çayı’nın bir kolu olan Karaçay’ın oluşturduğu Saklıkent Kanyonu Türkiye’nin en özel yerlerinden biri. Suyun kalkerli araziyi aşındırması sonucu doğal yollarla günümüzdeki şeklini alan kanyondan akan şelalenin çıkardığı ses insanı büyülüyor desem abartmış olmam. Kavurucu yaz sıcaklarında bile serin olan Saklıkent Kanyonu’nda doğa yürüyüşleri, rafting, olta balıkçılığı, çamur banyosu gibi keyifli pek çok aktivite de sizi bekliyor.
9) Göcek
Mavi yolculuk denilince akla gelen ilk yerlerden biri de Göcek ve koyları. Mavinin ve yeşilin binbir tonunu görebileceğiniz Göcek birbirinden güzel koyları ile tekne tatili sevenlere çok keyifli zamanlar vaat ediyor. Bana sorarsanız Göcek’e gittiğinizde tekne kiralayıp güneşi her gün başka bir koyda batırmalısınız. Ben o kadar denizde olamam arada karaya da ayak basmam lazım derseniz de Göcek’in çok keyifli bir marinası, kafelerin, restoranların ve tatlı dükkanların yer aldığı bir merkezi olduğu da aklınızda bulunsun.
Ortaca
Muğla’nın en el değmemiş en bozulmamış ilçelerinden biri de Ortaca. Fethiye ve Marmaris’in ortasında yer alan Ortaca aynı zamanda Ege ve Akdeniz sınırında yer alıyor. Geleneksel Ege yaşamını en rahat görebileceğiniz yerlerden biri olan Ortaca’ya bir kere gittiniz mi müdavimi olabilirsiniz. Benden söylemesi.
1) Dalyan
Fethiye – Ortaca yolu üzerinden ulaşabileceğiniz Dalyan Muğla’nın saklı cennet köşelerinden biri. Calbis Çayı’nın kenarında Kaunos Antik Kenti’nden kalma kral mezarlarının karşısına kurulmuş bu küçük ve şirin beldede keyifli bir kaç gün geçirebilirsiniz. Caretta Caretta kaplumbağalarına ev sahipliği yapan İztuzu Plajı’na ve bir çok farklı kuş ve balık türüne ev sahipliği yapan Dalyan, Ege’nin koruma altına alınmış bölgelerinden biri. Dalyan’a giderseniz kaplıcalarda şifa depolayabilir, çamur banyosu ile güzelliğinize güzellik katabilir, Dalyan’ın Akdeniz ile buluştuğu Delikli Ada’yı keşfedebilir, M.Ö 4. Yüzyılda yapılan kaya mezarlarını ziyaret edebilirsiniz. Gastronomi meraklıları için son bir bilgi daha verecek olursam Dalyan Kanalı’nda mavi yengeç avcılığı yapılıyor. Aklınızda bulunsun!
Marmari̇s
Akdeniz ve Ege’yi birbirine bağlayan kıyı şeridinde yer alan Marmaris, Muğla’nın en gözde tatil beldeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Marmaris’e giderseniz gün boyu denizin ve güneşin tadını çıkarabileceğiniz Sedir Adası’na gitmeden, İsmini bölgeye özgü Sığla ağaçlarından alan Günnücek Milli Parkı’nda bolca oksijen depolayıp mini bir piknik yapmadan, Marmaris Kalesi ve Arkeoloji Müzesi’ni gezmeden, Marmaris’in birbirinden güzel koylarını görmeden, masmavi sularında yüzmeden, Marmaris Amfi Tiyatro’da düzenlenen konserlerden birini dinlemeden dönmeyin. Hatta isterseniz Marmaris’te kamp yapabileceğiniz harika alanlar da bulabilirsiniz.
1) Marmaris Kalesi ve Arkeoloji Müzesi
Tarihi 1040’lı yıllara uzanan Marmaris Kalesi 1990 yılında restore edilerek yeniden ziyarete açıldı. Göz alıcı bir Marmaris manzarasının sizi beklediği Marmaris Kalesi’ne giderseniz Roma ve Bizans Dönemleri’nden kalma eserlerin sergilendiği Arkeoloji Müzesi’ni, Osmanlı Dönemi’ne ait kilim, dokuma işleri, bakır ev aletleri, farklı mobilyalar, süs eşyaları gibi eselerin yer aldığı Etnografya Müzesi’ni gezmeyi de ihmal etmeyin.
2) Marmaris Amfi Tiyatro
Marmaris’i kuşbakışı izleyebileceğiniz amfi tiyatroda bahar ve yaz aylarında pek çok konser düzenleniyor. Siz de altı bin kişi kapasiteli devasa Marmaris Amfi Tiyatro’sunda hem tarihe tanıklık etmek hem de müziğe ve manzaraya doymak istiyorsanız tatilinizi konser takvimine bakıp planlayın derim.
3) Turgut Şelalesi
Kalabalıktan bunalanların Marmaris’teki kaçış noktası diyebilirim Turgut Şelale’si için. Beş ayrı şelalenin birleşmesiyle oluşan Turgut Şelalesi adından da tahmin edebileceğiniz üzere Turgut Köyü’nde bulunuyor. Bolca huzur depolayabileceğiniz Turgut Köyü’nde trekking ve cip safari gibi aktivitelerin sizi beklediğini de söylemeden geçmek olmaz.
4) Seli̇mi̇ye
Marmaris’in en tatlı köylerden biri olan Selimiye yaz aylarında tekne tatili sevenlerin asla es geçmediği destinasyonlar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Nisan sonundan ekim ayının sonuna kadar denize girebileceğiniz Selimiye ziyaretçilerine unutamayacakları bir tatil vaat ediyor. Selimiye’de masmavi suların yanı sıra birbirinden lezzetli restoranların da sizi beklediği aklınızda bulunsun!
5) Bozburun
Ege Denizi’nin en lacivert tonunu görebileceğiniz yer olsa gerek Bozburun. Dar sahili etkileyici manzaralar sunan yamaca sıralanmış evleri ile tatilcilerin favori köylerinden biri Bozburun. Rüzgarın esiş yönünden dolayı Bozburun’un sezonu diğer koylara göre biraz daha kısa. Mayıs aynın başından Ekim ayının sonuna kadar keyifle zaman geçirebileceğiniz Bozburun’u yaz tatili planlarınıza ekleyebilirsiniz.
6) Orhani̇ye
Marmaris’in doğası ile kendine hayran bırakan yerlerinden biri de Orhaniye. Gösterişten, şatafatlı restoranlardan uzak, bakir koylarda huzur dolu bir tatil planlıyorsanız Orhaniye’ye bir şans verebilirsiniz. Orhaniye’ye giderseniz günlük düzenlenen tekne turlarına katılıp çevre koyları gezmeyi de ihmal etmeyin derim.
Ula
Köyceğiz, Gökova, Marmaris üçgeninin ortasında yer alan Ula Muğla’nın en bakir tatil yerlerinden biri. Çam ağaçlarıyla kaplı dağları, yemyeşil ovaları, masmavi suları ile Ula doğayla iç içe olmayı sevenlerin favori destinasyonlarından biri. Alternatif Ege rotaları arayanlara duyurulur!
1) Akyaka
Son yılların popüler sahil kasabalarından biri de şüphesiz Akyaka. Karmaşa yaratmamak adına minik bir bilgi vererek başlamak istiyorum. Her ne kadar her yere Akyaka desek de bölgede Akçapınar ve Akyaka olmak üzere iki farklı merkez var. Akyaka merkezde ister doya doya kitesurf yapın isterseniz de buz gibi akan Azmak Nehri’nde yapılan turlara katılın. Hatta cesaretiniz varsa nehre girin.
Gelelim Akçapınar’a Aşıklar Yolu ya da Sevgi Yolu olarak bilinen ağaçlı yoldan geçerek geliyorsunuz Akçapınar’a. Bu güzel yolda bir kaç fotoğraf çekildikten sonra meşhur Akçapınar tostunu tadabilir ardından Azmak Nehri’nin bu yakasında kano ile gezebilirsiniz.
Sıla’nın notu: Akyaka, Türkiye’nin “Sakin Şehri” (Cittaslow) unvanını taşıyan noktaları arasında bulunuyor.
Daha fazlası için: En Güzel Akyaka Koyları ve Plajları
2) Gökova
Muğla’nın rüya gibi manzaralara tanıklık edebileceğiniz tatil yerlerinden biri de Gökova. Mavi turların olmazsa olmaz duraklarından biri olan Gökova Körfezi’nde denizin ve güneşin tadını gönlünüzce çıkarabilir, keyifli restoranlarında lezzetli yemekler tadabilirsiniz. Doğayla iç içe tatil yapmayı sevenlerdenseniz Gökova tam size göre!
Daha fazlası için: Gökova Nerede? Gökova’ya Nasıl Gidilir?
Seydi̇kemer
Muğla’nın yüz ölçümü bakımından en büyük ilçesi Seydikemer. Likya Uygarlığı’nın en önemli şehirlerinden biri olan Tlos Antik Kenti Seydikemer ilçesi sınırlarında yer alıyor. Akropol, stadyum, hamam, tiyatro, kilise gibi yapıların kalıntılarını görebileceğiniz Tlos Antik Kenti Seydikemer’in en dikkat çekici tarihi yapısı. Seydikemer’e giderseniz es geçmeyin derim.