İçindekiler
CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın “Mavi Vatan” için “Masal” ifadesini kullanması tepki çekti. Bu ifadeyi değerlendiren emekli İstihbarat Albay, Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, Mavi Vatan’ın önemine vurgu yaptı.
“Mavi Vatan; karadaki Misak-ı Milli sınırları neyse, denizdeki sınırları da odur”
Açıklamalara sert tepki gösteren Başbuğ, ilk duyduğunda bu sözlere inanamadığını söyledi. Coşkun Başbuğ, “Namık Tan, bilmeden mi konuşuyor, bilerek mi konuşuyor bilmiyorum; ama bilmiyorsa buradan öğrensin. Mavi Vatan; karadaki Misak-ı Milli sınırları neyse, denizdeki sınırları da odur. Mavi Vatan kavramı, 2006’da Akdeniz Kalkanı Harekatı diye adlandığımız yapıyla iyice gün yüzüne çıktı. İnsanlarımız duydu; ama esasen 1947’de Truman, Amerika’nın kıtanın batısında yapacağı petrol aramalarını resmiyet kazandırmak için bir tez olarak ortaya attı. ‘Burada uluslararası bir anlaşmayla esasları belirleyelim. Herkes nerede hak ve hakimiyet sahibi olacağını bilsin’ dedi. Doğru bir mantıktı. Ardından 1956 Cenevre Hukuk Sözleşmesi’yle, iş iyice yasaya dönüştü. Türkiye, işte bu yasalar gereği kendi egemenlik alanını belirledi. Şimdi bizim; Karadeniz, adalar denizimiz, Akdeniz’de bu kanunlar gereği hakkımız olan yerler var. Sen şimdi vatan dediğimiz yerlere ‘masal’ dersen, o zaman birileri de tutar sana ‘acaba gerçekten bu vatanın evladı mısın? Gerçekten kendini bu vatana mı ait hissediyorsun?’ diye sorar” diye konuştu.
“Bu doğrudan Amerikan ağzı, doğrudan Batı ağzıdır”
“Hiçbir Tür evladı bu sözleri sarf etmez” diyen Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, “Bu Cumhuriyet Halk Partisi’nde ilk mi? Hayır. Ünal Çeviköz’de, Namık Tan’a rahmet okutacak, onunla yarışacak söylemlerde bulundu. Namık Tan’ın Mavi Vatanı bilmemesi mümkün değil. Niye? Gazi Mustafa Kemal Atatürk, partinin lideri, kurucu lideri, böylesi olaylarda 3 tane şık ortaya koyuyor; gaflet, delalet ve hıyanet. Şimdi gaflet; yeni siyasete başlayan birinde olur; ama Tel Aviv’de, Washington’da büyükelçilik yapmış, üstelik bu vatanın evladı olduğunu iddia eden, Cumhuriyet Halk Partisi gibi önemli bir partide, önemli mevkilerde görev yapan birinde gaflet ihtimali olmaz. Geriye ne kaldı? Delalet ve hıyanet. Delaletin anlamını çok iyi bilmiyorum. Herhalde o olsa gerek Namık Tan’ın yaptığı; çünkü bunun izahı yok. Bunu hiçbir Türk evladı, bu vatanın hiçbir evladı bu sözleri sarf etmez; çünkü bu doğrudan Amerikan ağzı, doğrudan Batı ağzıdır. Onların söylediği lisanın Türkçeleştirilmiş halidir. Zaten o nedenle Yunanistan medyası şuan Namık Tan’ı yere göre sığdıramıyor” ifadelerine yer verdi.
“Şunu tespit ettim; harekatlara da karşı. Gerçekten bu vatanın evladı mısın”
Namık Tan’ın konuşmalarını çok kez dinlediğini ifade ederek bir konuya dikkat çeken Coşkun Başbuğ, “Şunu tespit ettim; harekatlara da karşı. Söze öyle başlıyor. ‘Suriye; yani sınır ötesi hareketler yetmiyor gibi’ diyor. Demek ki orada da bir rahatsızlığı var. Sınır ötesi hareketler bugün bölgenin yapısını değiştirdi, tarihin şeklini değiştirdi. Dolayısıyla sen sadece Mavi Vatan değil, ülkenin menfaatleriyle ilgili ne varsa hepsinden rahatsızsın. O zaman ben de sorguluyorum ve sorgularım. Gerçekten bu vatanın evladı mısın? Bunu artık açık açık söylemenin zamanı geldi. Niye? Bunlar bir Türk evladının söyleyeceği sözler değil. Ben Özgür Özel’in yerinde olsam, Ünal Çeviköz ve Namık Tan’ın bırak partinin içerisinde görev almasını, parti binasının kenarından geçirmem” diye konuştu.
Başbuğ, son olarak şöyle devam etti:
“Namık Tan, 4 yıl ABD’de görev yapmış. Zannederim çok etkisinde kaldı. Amerika’nın sisteme angaje olmuş bir kişi olarak halen varlık gösteriyor. Çok mu etkisinde kaldı Amerika’nın? Namık Tan’a tavsiyem, iyice araştırmasıdır.”
- 29 Temmuz 2024
- 28
- Haber