İçindekiler
En son Netflix dizisi ‘Biz Kimden Kaçıyorduk Anne’ dizisiyle adından söz ettiren Melisa Sözen, 2017 yılında ‘Le Bureau des Légendes’ dizisinde Rojava’da IŞİD’e karşı savaşan YPG’lilerin arasındaki bir ajanı canlandırdı.
Dizide YPG’nin arasına sızan Esrin isimli bir ajanı canlandırdığını söyleyen oyuncu, role nasıl seçildiğini anlatmış; ‘2016 yılında Fransa’nın en çok sevilen işlerinden biri olan ‘Le Bureau des Légendes’ dizisinden teklif geldi. O sırada neredeyse tek kelime Fransızca bilmiyordum. Buna rağmen seçmelere gittiğimde yönetmen oyunumu çok sevdi. Yönetmen, ‘Bir şekilde hallederiz’ dedi. Hemen hızlandırılmış bir biçimde Fransızca özel derslere başladım. Suriye’de DEAŞ’a karşı savaşan bir ajanı canlandırıyorum. Bu yüzden de çekimlerden hemen önce dil derslerinin yanı sıra silah ve dövüş eğitimleri de aldım. Benim için çok keyifli ve güzel bir süreç oldu.’ ifadeleriyle kullanmıştı.
AÇIKLAMA YAPTI
Sözen, dizide yer aldığı görüntülerin yeniden gündeme gelmesiyle sosyal medyada hedef gösterildi. Sözen’den konuyla ilgili açıklama geldi. Sözen şu sözleri ifade etti; ‘Söz konusu dizi gizli saklı bir iş değil. 2015 çıkışlı Fransa’nın en ünlü polisiye dizisi. Dizinin benim oynadığım sezonu 2017 yılında yayınlandı. Deaş’la (Işıd) savaşan çift taraflı bir ajanı canlandırdım. Dizide herhangi bir terör örgütünün övgüsü yok. Olsaydı, geçen 7 yıl içinde zaten çoktan duymuş olurdunuz…” ifadelerini kullandı.
‘HAKKIMDA ATILAN İFTİRALARI KABUL ETMİYORUM’
Sözen ayrıca şu ifadelere yer verdi; “En anlaşılır haliyle:
1- Söz konusu dizi gizli saklı bir iş değil. 2015 çıkışlı Fransa’nın en ünlü polisiye dizisi.
2- Dizinin benim oynadığım sezonu 2017 yılında yayınlandı. Deaş’la (Işıd) savaşan çift taraflı bir ajanı canlandırdım.
3- Dizide herhangi bir terör örgütünün övgüsü yok. Olsaydı, geçen 7 yıl içinde zaten çoktan duymuş olurdunuz.
Ben 25 yıldır oyunculuk yapıyorum. Kötü niyetli eleştiri, haksızlığa uğramak, hakaret, yalan haberler benim ne yazık ki büyürken alışık olmak zorunda kaldığım şeyler. Dolayısıyla bu internet zorbalığı ile derim kalınlaşmış bir dönemimde karşılaştım. Hakkımda atılan iftiraları elbette kabul etmiyorum.
‘ÇIKARACAĞINIZ DERS BU OLSUN’
Ama yaşı küçük ve hayat tecrübesi az yahut duygusal olarak hassas bir dönemde olan insanların bu zorbalıkla baş etmesi neredeyse imkansız. Yukarıdaki üç madde çok yeterli olduğu halde bu satırları da zaten bununla başa çıkması güç insanlar için ekliyorum. Ne yazık ki bilginin doğruluğunu ve nereden geldiğini dahi düşünmeden, kontrol etmeden inanmak çağımızın kara deliklerinden biri. Linç kültürü de öyle.
Bunun bir parçası olmayın, kendinizin ve etrafınızdaki insanların internet zorbalığı ile duygusal şiddet yaşamasına izin vermeyin. Ben vermeyeceğim. Kendi aklımızı, kendi bilgilerimizi kullanmayı, araştırmayı, doğru kaynakları kullanmayı ve önce bir durup düşünerek hareket etmeyi öğrenmemiz gerek. Bu tuhaf olaydan hep birlikte çıkaracağımız ders varsa bu olsun.”
- 22 Ağustos 2024
- 15
- Haber